Nörojenik Mesane Cinselliği Etkiler Mi?

Nörojenik mesane, sinir sistemi ile mesane arasındaki iletişimin bozulması sonucu ortaya çıkan ciddi bir sağlık sorunudur. İdrar depolama ve boşaltma işlevlerinin kontrolünü etkileyen bu durum, kişinin günlük yaşamını olduğu kadar duygusal ve cinsel sağlığını da derinden etkileyebilir. Özellikle idrar kaçırma, mesanenin tam boşalamaması ya da sürekli idrara çıkma hissi gibi belirtiler, bireyin yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürür. Nörojenik mesane sadece fiziksel bir sorun değildir; aynı zamanda özgüven, benlik algısı ve cinsel istek üzerinde de belirgin etkiler yaratabilir. Bu nedenle, nörojenik mesanenin nedenlerini, belirtilerini, tedavi yöntemlerini ve cinsellik üzerindeki etkilerini anlamak, hem sağlık hem de psikolojik denge açısından büyük önem taşır. 

Nörojenik Mesane Sendromu Üzerine  

Nörojenik mesane, sinir sistemi ile idrar kesesi (mesane) arasındaki iletişim bozukluğu sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Mesane, normal şartlarda beyin, omurilik ve sinir ağları tarafından kontrol edilir. Bu iletişim sistemi, idrarın biriktirilmesi ve uygun zamanda boşaltılması sürecini yönetir. Ancak nörojenik mesane durumunda, sinir sisteminde meydana gelen hasarlar bu iletişimi bozar. Sonuç olarak kişi idrarını tutmakta zorlanabilir, idrar kaçırabilir veya tam tersi olarak idrarını yapamayabilir. 
 
Bu durum genellikle nörolojik bir hastalığın sonucudur. Özellikle omurilik yaralanmaları, beyin travmaları, multiple skleroz (MS), Parkinson hastalığı veya diyabet gibi hastalıklar nörojenik mesane gelişimine neden olabilir. Nörojenik mesane sadece fiziksel bir sorun değildir; aynı zamanda kişinin sosyal yaşamını, psikolojik durumunu ve cinsel yaşamını da ciddi şekilde etkileyebilir. 
 
Mesanenin işlevi sinir sistemi tarafından yönetildiği için, sinir yollarında oluşan herhangi bir hasar idrar yapma refleksini bozabilir. Bu nedenle nörojenik mesane, aslında bir mesane hastalığından çok bir sinir sistemi rahatsızlığı olarak değerlendirilir. 
 
Klinik olarak nörojenik mesane iki ana grupta incelenir: 
 
Aşırı aktif mesane tipi (spastik mesane): Bu durumda mesane istemsiz şekilde kasılır ve idrar kaçırmaya neden olur. 
 
Tembel mesane tipi (flask mesane): Bu tipte mesane kasları yeterince kasılamaz ve kişi idrarını boşaltmakta zorlanır. 
 
Her iki tipte de idrar birikimi, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek hasarı ve yaşam kalitesinde düşüş görülür. Ancak nörojenik mesane, yalnızca fiziksel bir hastalık olarak kalmaz; kişinin özgüvenini, ilişkilerini ve cinsel isteğini doğrudan etkileyen bir durum haline gelir. 

norojenik-mesane-sendromu-uzerine

norojenik-mesane-erken-ve-ileri-donem-belirtileri

Nörojenik Mesane: Erken ve İleri Dönem Belirtileri  

Nörojenik mesane belirtileri, sinir sisteminde etkilenen bölgeye, hasarın şiddetine ve hastalığın süresine bağlı olarak değişiklik gösterir. En sık görülen belirti idrar kontrolünün bozulmasıdır. Kimi hastalarda idrar kaçırma ön plandayken, kimilerinde idrar yapamama veya mesanenin tam boşalamaması sorunu yaşanır. 
 
Hastalar genellikle sık idrara çıkma, ani idrar yapma isteği, idrar kaçırma, idrarın tam boşalmadığı hissi, idrar yaparken zorlanma, sabahları mesanede doluluk hissi ve tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları gibi şikâyetlerle doktora başvurur. 
 
Nörojenik mesanede görülen belirtiler iki ana grupta incelenebilir. 
 
Üst motor nöron tipi nörojenik mesane durumunda, mesane kasları kontrolsüz şekilde kasılır. Bu durumda kişi sık sık idrara çıkma ihtiyacı hisseder, ancak idrarını tutmakta zorlanır. İdrar kaçırma, özellikle gülme, öksürme veya ani hareketler sırasında artar. 
 
Alt motor nöron tipi nörojenik mesane ise mesane kaslarının yeterince kasılamamasıyla karakterizedir. Bu durumda mesane idrarla dolsa bile kişi idrar yapamaz veya idrarın büyük bir kısmı mesanede kalır. Bu da bakterilerin çoğalmasına ve idrar yolu enfeksiyonlarının sıklaşmasına neden olur. 
 
Uzun süre tedavi edilmemiş nörojenik mesane, böbrek fonksiyonlarını da olumsuz etkileyebilir. Böbreklerde geri akım (reflü) ve kronik böbrek yetmezliği gelişebilir. Aynı zamanda, bu hastalarda cinsel isteksizlik, orgazm zorluğu, ereksiyon bozukluğu ve vajinal kuruluk gibi cinsel sağlık sorunları da sık görülür. 

Nörojenik Mesane Neden Olur? 

Nörojenik mesanenin en temel nedeni sinir sisteminde meydana gelen yapısal veya fonksiyonel bozukluklardır. Sinir sistemi, idrar yapma sürecini beyinden mesaneye giden sinirler aracılığıyla kontrol eder. Bu sinir ağında herhangi bir hasar olduğunda, mesane beyinle sağlıklı iletişim kuramaz ve normal idrar işlevi bozulur. 
 
Omurilik yaralanmaları, nörojenik mesanenin en sık nedenlerinden biridir. Özellikle bel ve sırt bölgesinde meydana gelen travmalar, idrar kontrolünden sorumlu sinirleri etkileyebilir. Beyin damar hastalıkları (inme), multipl skleroz (MS), Parkinson hastalığı, Alzheimer, diyabetik nöropati, beyin tümörleri ve doğuştan gelen spina bifida gibi durumlar da nörojenik mesane gelişiminde önemli rol oynar. 
 
Ayrıca uzun süreli diyabet hastalığı olan kişilerde sinir uçları hasar gördüğü için mesane kaslarının kontrolü zayıflar. Bu durum “diyabetik nöropatik mesane” olarak da adlandırılır. 
 
Doğuştan gelen nedenler de önemli bir faktördür. Özellikle çocukluk döneminde görülen spina bifida ve meningomyelosel gibi sinir sistemi anomalileri, mesanenin doğuştan sinirsel kontrol bozukluğu yaşamasına neden olabilir. 
 
Tüm bu nedenlerin ortak noktası, sinirsel iletişimin bozulmasıdır. Bu bozulma yalnızca mesane fonksiyonlarını değil, aynı zamanda cinsel işlevleri de doğrudan etkileyebilir. Çünkü idrar yapma refleksiyle cinsel refleksler, anatomik olarak aynı sinir yolları üzerinden kontrol edilir. 

norojenik-mesane-neden-olur

norojenik-mesane-genetik-midir

Nörojenik Mesane Genetik Midir? 

Nörojenik mesane doğrudan genetik bir hastalık olarak kabul edilmese de, bazı genetik ve doğumsal faktörler bu duruma zemin hazırlayabilir. Özellikle sinir sistemini etkileyen kalıtsal hastalıklar veya doğuştan sinir yolu anomalileri, mesane kontrolünün bozulmasına neden olabilir. Spina bifida gibi doğumsal sinir sistemi bozukluklarında omurilik ve çevresindeki yapılar tam olarak kapanmaz, bu da sinirsel iletiyi engelleyerek doğuştan nörojenik mesaneye yol açar. Ayrıca bazı nadir kalıtsal nöromüsküler hastalıklar da sinirsel iletimi etkileyip mesane kaslarının düzgün çalışmasını engelleyebilir. 
 
Genetik faktörlerin etkisi sadece doğuştan gelen hastalıklarla sınırlı değildir. Son araştırmalar, sinir dokularının kendini onarma kapasitesini belirleyen genetik farklılıkların nörojenik mesane gelişiminde dolaylı rol oynayabileceğini göstermektedir. Sinir yenilenmesini, miyelin üretimini veya hücresel iletişimi düzenleyen bazı genlerdeki varyasyonlar, sinir hasarlarının ardından mesane kontrolünün geri kazanılmasını zorlaştırabilir. Bu nedenle bazı kişiler, travma ya da nörolojik hastalık sonrası nörojenik mesane geliştirmeye genetik olarak daha yatkın olabilir. 
 
Bununla birlikte, genetik yatkınlık tek başına yeterli değildir; çevresel faktörler, travmalar, kronik hastalıklar ve yaşlanma da riski artırır. Özellikle ailede sinir sistemi hastalığı öyküsü olan bireylerin idrar düzenindeki değişiklikleri önemsemeleri ve erken dönemde tıbbi değerlendirme yaptırmaları tavsiye edilir. Genetik eğilimin farkında olmak, erken teşhis ve uygun tedavi yaklaşımlarının belirlenmesinde büyük rol oynar. 

Nörojenik Mesane Hastalığında Cinsel Fonksiyon Bozuklukları 

Nörojenik mesane, yalnızca idrar işlevlerini değil, aynı zamanda cinsel işlevleri de ciddi ölçüde etkileyebilir. Çünkü hem mesane hem de cinsel organlar aynı sinir ağı üzerinden kontrol edilir. Bu sinirler, özellikle omurilikte sakral bölge (S2-S4 segmentleri) düzeyinde bulunur. Bu bölgedeki sinirlerin hasar görmesi, hem mesane kontrolünü hem de cinsel yanıtları (ereksiyon, orgazm, vajinal ıslanma vb.) olumsuz etkiler. 
 
Erkeklerde nörojenik mesane sıklıkla ereksiyon ve ejakülasyon bozukluklarına yol açar. Bazı hastalar tamamen ereksiyon olamazken, bazıları kısmi ereksiyon yaşar ancak cinsel ilişkiyi sürdüremez. Bunun yanı sıra orgazm hissi de zayıflayabilir. 
 
Kadınlarda ise vajinal kuruluk, cinsel isteksizlik, orgazm olamama ve pelvik kaslarda kontrol kaybı görülebilir. Mesanede idrar birikimi ve idrar kaçırma, cinsel ilişki sırasında utanma, kaygı ve özgüven kaybına yol açarak dolaylı olarak da cinselliği olumsuz etkiler. 
 
Cinsel yaşamda bu tür sorunlar yaşayan bireylerde, psikolojik etkenler de devreye girer. Sürekli idrar kaçırma korkusu, partner tarafından reddedilme endişesi, depresyon ve stres cinsel performansı daha da düşürür. 
 
Ancak doğru tedavi yöntemleriyle bu sorunların önemli bir kısmı kontrol altına alınabilir. Rehabilitasyon, ilaç tedavileri, psikolojik destek ve pelvik taban egzersizleri ile hem mesane kontrolü hem de cinsel fonksiyonlarda belirgin iyileşme sağlanabilir. 

norojenik-mesane-hastaliginda-cinsel-fonksiyon-bozukluklari

norojenik-mesane-kimlerde-daha-sik-gorulur

Nörojenik Mesane Kimlerde Daha Sık Görülür?  

Nörojenik mesanenin görülme sıklığı, cinsiyet, yaş, genetik yapı ve mevcut hastalıklar gibi birçok faktöre bağlı olarak değişir. Ancak yapılan araştırmalar, özellikle sinir sistemini etkileyen hastalıkları bulunan kişilerde bu durumun daha yaygın olduğunu göstermektedir. Mesane kaslarının çalışmasını düzenleyen sinir yolları, beyin ve omurilik arasındaki karmaşık bir sistemin parçasıdır. Bu nedenle beyin hasarı, omurilik yaralanması veya sinir dokularında iletim bozukluğu yaratan herhangi bir durum, nörojenik mesane riskini artırır. 
 
Omurilik yaralanmaları nörojenik mesanenin en bilinen nedenlerinden biridir ve bu tür yaralanmalar genellikle genç erişkinlerde görülür. Trafik kazaları, spor yaralanmaları ya da düşme gibi olaylar sonucu omuriliğin zedelenmesi, idrar kontrolünü sağlayan sinirlerin işlevini bozabilir. Yaralanmanın seviyesine göre kişi tamamen idrarını tutamayabilir ya da mesanesini boşaltmakta zorluk yaşayabilir. Bu kişilerde hem idrar yolu enfeksiyonu hem de cinsel fonksiyon bozuklukları daha sık görülür. 
 
Bununla birlikte, nörodejeneratif hastalıklar da bu duruma sıkça yol açar. Multipl skleroz (MS), Parkinson ve Alzheimer hastalığı, beyinle mesane arasındaki sinir iletişimini etkileyerek idrar kontrolünü bozar. MS hastalarında sinirlerin iletim hızının azalması sonucu mesane kasları yanlış zamanda kasılır, bu da idrar kaçırmaya neden olur. Parkinson hastalığında ise dopamin eksikliği mesane kaslarının kontrolünü zayıflatır. Yaşla birlikte bu tür hastalıkların görülme sıklığı arttığı için, nörojenik mesane riski de yaşlı nüfusta belirgin biçimde yükselir. 
 
Ayrıca uzun süreli diyabet hastalığı bulunan kişiler de yüksek risk altındadır. Diyabet, sinir uçlarına zarar vererek idrar yapma refleksini zayıflatır. Bu durum, “diyabetik nöropatik mesane” olarak bilinir ve zamanla mesanenin tam olarak boşalamamasına neden olur. Kadınlarda hamilelik, doğum sırasında sinir hasarı veya pelvik bölge ameliyatları sonrası da benzer bir tablo gelişebilir. Erkeklerde ise prostat büyümesi, idrar yolları üzerinde baskı yaratarak mesane fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir. Kısacası nörojenik mesane, yalnızca belirli bir hasta grubunda değil, sinir sistemi veya idrar yollarını etkileyen her bireyde gelişme potansiyeline sahip karmaşık bir hastalıktır. 

Nörojenik Mesane İçin Uygulanan Tedavi Seçenekleri  

Nörojenik mesane tedavisinde temel hedef, idrar kontrolünü sağlamak, böbrekleri korumak ve hastanın yaşam kalitesini yükseltmektir. Tedavi süreci genellikle ilaçlarla başlar. Antikolinerjik ilaçlar, mesane kasındaki istemsiz kasılmaları baskılayarak hem sık idrara çıkma şikayetini hem de ani idrar kaçırma ataklarını azaltır. Ayrıca, idrar çıkışını kolaylaştırmak amacıyla alfa-blokör ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar sfinkter kaslarını gevşeterek mesanenin daha rahat boşalmasını sağlar. Hafif ve orta düzey vakalarda bu tedavi yöntemiyle oldukça başarılı sonuçlar alınabilir. 
 
İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda mesane içi botulinum toksin enjeksiyonu uygulanır. Botulinum toksini, sinir uçlarından kaslara sinyal iletimini engelleyerek mesane kasının istemsiz kasılmalarını durdurur. Bu sayede mesane daha fazla idrar depolayabilir ve ani idrar kaçırma atakları kontrol altına alınır. İşlem lokal anestezi altında, sistoskop yardımıyla yaklaşık 20-30 dakika içinde yapılır ve hasta genellikle aynı gün taburcu edilir. Botulinum toksininin etkisi ortalama 6-12 ay sürer ve gerektiğinde işlem tekrarlanabilir. 
 
Tedavi sonrasında çoğu hastada idrar kaçırma, sık idrara çıkma ve ani idrar yapma ihtiyacı gibi şikayetlerde belirgin bir düzelme gözlenir. Ancak bazı hastalarda geçici idrar yapma güçlüğü gelişebilir; bu durumda temiz aralıklı kateterizasyon (TAK) yöntemi önerilir. Enfeksiyon riskine karşı kısa süreli antibiyotik tedavisi uygulanabilir. Tedavinin genel amacı yalnızca semptomları azaltmak değil, hastanın mesane kontrolünü yeniden kazanmasını ve günlük yaşamda daha konforlu bir şekilde devam etmesini sağlamaktır. 

norojenik-mesane-icin-uygulanan-tedavi-secenekleri

norojenik-mesane-cinsel-fonksiyon-bozuklugunun-onune-nasil-gecilir

Nörojenik Mesane Cinsel Fonksiyon Bozukluğunun Önüne Nasıl Geçilir? 

Nörojenik mesaneye bağlı cinsel fonksiyon bozukluklarının önüne geçmek için erken tanı ve doğru tedavi büyük önem taşır. Öncelikle hastanın idrar kontrolü sağlanmalı, enfeksiyonlar önlenmeli ve mesane fonksiyonu stabil hale getirilmelidir. 
 
Cinsel rehabilitasyon, bu sürecin önemli bir parçasıdır. Pelvik taban kaslarını güçlendiren egzersizler (Kegel egzersizleri), hem idrar tutma yeteneğini hem de cinsel duyarlılığı artırır. 
 
Psikolojik destek, özgüveni yeniden kazanmak ve partnerle açık iletişim kurmak açısından son derece faydalıdır. Çünkü çoğu zaman cinsel isteksizlik, fiziksel bir engelden çok, psikolojik baskıdan kaynaklanır. 
 
Ayrıca tedavi sürecinde, doktor önerisiyle uygun ilaçlar veya cihazlar kullanılabilir. Bu tedavilerle cinsel yaşam yeniden tatmin edici bir hale getirilebilir. 
 
Sonuç olarak, nörojenik mesane cinselliği etkiler, ancak bu durum kalıcı olmak zorunda değildir. Doğru tedavi, sabır ve destekle hem mesane kontrolü hem de cinsel yaşam kalitesi büyük ölçüde iyileştirilebilir. 

Nörojenik mesane, hem bedensel hem de ruhsal yönleriyle yaşam kalitesini düşüren kompleks bir rahatsızlıktır. Ancak erken teşhis, uygun tedavi ve doğru destekle bu hastalıkla yaşamak mümkündür. En önemlisi, cinselliğin tamamen kaybolmadığı; doğru yaklaşımlar ve tıbbi destekle yeniden kazanılabileceği unutulmamalıdır. 

 
Prof. Dr. Berkan Reşorlu
Üroloji Uzmanı

Prof. Dr. Berkan REŞORLU

Prostat • Böbrek Taşı • Ürolojik Kanserler • Laparoskopik & Robotik Cerrahi

Bunlar da İlginizi Çekebilir

erkegin-cinsel-performansi-neden-duser
Erkeğin Cinsel Performansı Neden Düşer?

Cinsel performans düşüklüğü; yaşlanma, hormon eksikliği, kalp-damar hastalıkları, diy…

Devamını Oku
idrarda-kan-gormek-neye-isaret-eder
İdrarda Kan Görmek Neye İşaret Eder?

İdrarda kan görülmesi, tıpta “hematüri” olarak adlandırılır ve genellikle idrar rengi…

Devamını Oku
holep-ameliyati-sonrasi-iyilesme-sureci
HoLEP Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci

HoLEP sonrası iyileşme: ilk 24 saat ve kateter süresi, yanma/kanama sınırları, geçi…

Devamını Oku